Medineli ilk müslümanlar kimlerdir
ilk 40. müslümanlar kimlerdir sırasıyla islam'a iman eden ilk müslümanlar Peygamberimize ilk iman edenler sırasıyla İlk Müslümanlar kimlerdir Hz muhammede ilk iman eden 4 isim ilk müslümanlar kimlerdir 6. sınıf Hz Ebubekir ilk müslümanlardan mıdır Hz Ali ilk müslümanlardan mıdır
Bi'setin on birinci senesi hac mevsimi idi. Mekke'ye yarımadanın muhtelif yerlerinden birçok hacı namzedi gelmişti. Bunlar arasında Medine halkından da bazı kimseler vardı.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, hac mevsimlerinde âdetleri olduğu üzere, kabileler arasında dolaşıp onları İslâm dinine davet ederken, Akabe mevkii yakınında altı kişiden ibaret olan bu Medineli kafileye rastgeldi. Onlara,
"Siz kimsiniz?" diye sordu.
"Hazreç kabilesindeniz." diye cevap verdiler.
Peygamber Efendimiz,
"Yahudîlerin komşu ve müttefiklerinden misiniz?" diye sordu.
"Evet," dediler.
Bunun üzerine Efendimiz,
"Otursanız da, sizinle biraz konuşsak olmaz mı?" dedi.
"Olur!.." deyip oturdular.
Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, onları Allah'ın varlık ve birliğine îmâna çağırdı. İbrâhim Sûresinden bir bölüm okudu, onları İslâm dinine dâvet etti.1
Onlar, "Galip ibn-i Fihr [Peygamberimiz (s.a.v.)in 9. dedesi] evlâdından bir peygamber gelecek." diye kendi ihtiyarlarından işitirlermiş. Ayrıca, Medine'de oturan Yahudilerle iki kardeşten türemiş Hazreç ve Evs kabileleri arasında, eskiden beri devam edegelen bir husumet ve anlaşmazlık vardı. Kâh barışırlar, kâh bozuşurlardı.
Yahudiler Ehl-i kitap ve ilim sahibi idiler. Evs ve Hazreçliler ise Allah'a şerik koşar, puta taparlardı. Ne zaman Yahudilerle araları açılsa, Yahudiler onlara, "Beklenen peygamber gelmek üzeredir. Gelince, biz ona tabi olacak, İrem ve Ad kavimleri gibi sizin kökünüzü kazıyacağız." der, dururlardı.
Bu sefer Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, onları İslâma davet edince birbirlerine bakıştılar ve aralarında,
"Vallahi, bu bize, Yahudilerin geleceğini haber verdikleri peygamber olsa gerektir. Sakın, Yahudiler ona inanmakta bizi geçmesinler."
diye konuşarak hemen îmân ettiler ve Peygamber Efendimizin huzurunda kelime-i şehâdet getirdiler.2
Sonra da Resûl-i Kibriyâ Efendimize hitaben şöyle konuştular:
"Kavmimiz birbirlerine kin ve düşmanlık besledikleri gibi, başka bir kavimle de aralarında kötülük ve düşmanlık vardır. Umulur ki, Allah onları da sayenizde bir araya toplar. Biz hemen dönüp, onları da senin anlattıklarına davet edeceğiz. Eğer Allah, onları bu din üzerine bir araya getirir, birleştirirse, senden daha aziz ve şerefli bir kimse olamaz."3
Resûl-i Kibriyâ Efendimizin dâvetine icabet edip İslâmiyetle müşerref olan Medineli ilk altı zât şunlardı:
- Ebû Ümâme Es'ad bin Zürâre (r.a.),
- Avf bin Hâris (r.a.),
- Rafi' bin Mâlik (r.a.),
- Kutbe bin Âmir (r.a.),
- Ukbe bin Âmir (r.a.),
- Cabir bin Abdullah bin Riâb (r.a.).4
Bu altı zât, kabileleri tarafından hatırı sayılır ve sevilir kimselerdi. Medine'ye döndüklerinde, akrabalarına Peygamber Efendimizi anlatıp, onları İslâma dâvet edince, İslâmiyet Medine içinde bir anda yankı yaptı. Allah ve Resûlullah sadası şehrin ufuklarını sardı. Şehirde, Peygamberimiz (s.a.v.) ve İslâmın anılmadığı ev hemen hemen kalmamış gibiydi. Böylece, Medine'ye İslâm nûrundan parıltılar götürme bahtiyarlığına bu altı zât ermişti.
Medine'ye parıltıları ulaşan ebedî Nûr, artık birden bire burada parlayacak ve kısa zaman sonra şehri, İslâm Devletinin merkezi haline getirecekti.